İlhan'ın saçları
Masamın başına oturmuştum.Kalemin ucunu açmış ve kalemtraşı yakın bir yere koymuştum.Üşüyordum.İçeriye soğukla beraber yağmurda girmesin diye pencereyi kapadıktan sonra, suyu sandalyenin kenarında bırakıp ağzıma bir kurupasta attım ve beklemeye başladım. Evet , tahmin ettiğiniz gibi “ilham” gelmesini bekliyordum.Işık,müzik,su,kurupasta,kısaca her şey yerli yerindeydi.Birden kapının çalınmasıyla irkildim.Saat üç buçuktu ve kapımın çalınması bana çok ilginç gelmişti.Sandalye’den kalkarak kapıyı açtım.İşte o anda gözlerime inanamadım.Karşımdaki “İlhan” dan başkası değildi.Islanmış ve duygusal saçları her zamanki gibi tek gözünü kapatmıştı.Üstünde yağmurluk , altında ise siyah bir eşofman ve halı saha ayakkabıları ile mağdur bir ifadeyle duruyordu.içimden “olaya bak her şeyi hazırla , ansızın ilhamın gelmesini beklerlen , ilhanın bir de mansızı gelsin , “İlhan Mansız” gelsin, yok artık ” dedim. - “ Buyur abi , sucuk gibi olmuşsun zaten” diyerek elimle “gel gel” ...