Kayıtlar

Ocak, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gülümseyen Portakal Yokuşu

Resim
Samimiyet adlı ülkenin gülümseyen portakal yokuşunda Karşılaşmıştık. Ben dört buçuk yaşında Bir yirmi altı boyumda On beş Filiz Akın Tarık Akan aşkı gücündeydim, Sen ise dört yaşında Yirmi beş Türkan Şoray güzelliğindeydin.. Portakal kokulu turuncu yokuşun Başında , Ben ana okuluma gidiyordum Sırtımda otuz beş şeker Ağırlığında bir çanta Sen ise yukarıdan geliyordun Boynunda kırmızı jelibonundan Atkınla Yirmi bir santim ayaklarım Hızlanmıştı ben fark etmeden Yer şekerlerine bakıyordum ki Kafamı kaldırdım Atmış beş atması gereken Elma şekeri kalbim Seni gördüğümde Yüz elli Mutlu çocuk gücünde atmıştı Dağların ardındaki bu şeker ülkenin Ana okulu yolunda O güne kadar hiç olmayan bir şey olmuştu Yirmi altı bölümlük bir mutluluk hikayesi Dört buçuk saniyede oynanmış Ve portakallar şahidimdir Bütün güzel renkli meyveler Bir araya toplanmıştı. Elimdeki mavi çiçeklerden yapılmış suluğum Mikrofonumdur hayaliyle Şeker ülkesinin ahalisine seslenecektim. Yapılmış bütün aşk şarkılarını

Pembe Kalem

Resim
Öğretmenim ; “ Yeni yıl size şans getirsin , Bembeyaz karlar ile yeni bir yıla uyanın ” dediğinde , bu dileklere hiç bu kadar ihtiyacım olacağını , düşünmemiştim. Yeni yıl’dan hemen sonraki pazartesi Kantin’den tost’umla karton kutu Meyve suyumu almıştım. Sınıf arkadaşlarım ‘yakalamacılık’ Oynuyorlardı. Benim ise yapacak daha önemli İşlerim vardı. En azından , Gerçek   bir işim olmadığı için “ Yağ satarım , Bal satarım” oynamayı Tercih ediyordum. Sonuçta okul bizi , Hayat’a hazırlamalıydı. Öğretmen’imin dediği Kar henüz yağmamıştı. Ankara’nın en gri zamanıydı. Tören’in başlamasını beklerken , Bir yandan ellerimle cebimdeki O’na vereceğim hediyeyi sıkıca Tutuyordum. Ardından   And’ımız için toplandık. Müdür yardımcısı mikrofonla “ rahat” dedi , Ama ben değildim. Ardından “ hazır ol” dedi . Hazırdım. Sadece gidip yeni yıl hediyesini verecektim Ve ardından konuşmaya başlayacaktık , Yeni yıl bana en azından getirmiş olacaktı. Ne kadar zor olabilirdi ki ?   Tören’den sonr